Boğaz’ında Düğümlenir
Bir şiir gibi
Bir beste gibi
Bir ezgi gibi
Bir nağme gibi
Bir şarkı gibi
Dilden dillere destan gibi
Ne güzelsin sen İstanbul
Tarih kokuyorsun;
Bir tarafın cami, bir tarafın kilise
Bir tarafın müze
Ne kraliçeler
Ne krallar
Ne padişahlar
Ne sultanlar
Ne devrimciler İdam cezasına maruz kalan
Ülkenin bağımsızlığı ve özgürlüğü için
Ne aziz insanlar gelip geçti
Ne güzelsin sen İstanbul
Denizi kucaklayan yalıların, villaların
Gökyüzünü delercesine yükselen evlerin
Geceleri kimsenin görmediği
Renkli gecekonduların, kenar semt mahallelerin
Ultra lüks yatların
Balıkçı teknelerin
Arasında kalmışsın
Ne güzelsin sen İstanbul
Ne kadar karmaşık olsan da
Kalabalığın içinde kaybolmayan
Yüzyıllar geçse de
Sen anlatılmaz, yaşamaya doyulmaz aşksın
Ne güzelsin sen İstanbul
Mavi gözlü deryanla
Fırtınaların, rüzgârların şarkısından doğan olağanüstü güneş gibi
Kapkaranlık gecelerin aşkla parlayan yıldızları gibi….
Ne hissedeceğimi bilmiyorum
Şimdi bana şiir oldun
O güzelim boğazında
Çocukluğumu
Gençliğimi
Beni benden aldın
Aşkından ettin
Yaz yaz bitmeyen şiirlerimin en derin mısralarında sevişir gibi
Tokuşsun kadehlerim
Köpürsün kahvelerim
Hatıralarım seninle renklensin
Sen seninle güzelsin
Edasıyla mutluluklar gibi
Boğazında düğümlenir gibi
Gizli gecelerinin aşklarına saklanan şarkıların adı olmuşsun…